CSO…

Aslında niyetim “Temel Dini Bilgiler” kategorisinde bir yazı eklemekti ama gördüğüm bir haber üzerine bunun da temel dini bir konu olduğunu düşündüm ve kategori “gündem” oldu:

CSO… Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası…

Haberin linki: https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/csonun-yeni-binasinin-acilisina-sayili-gunler-kaldi/2059455

Konunun özeti şu: Devletimiz bizim 83MİLYON AVRO ‘muzu, zaten anlamsız bir şekilde beslediğimiz orkestraları için bina yapmaya harcamış. Şimdi partizan kardeşlerimiz “sadece orkestra değil, kültürel etkinlikler de yapılacak” falan gibilerinden savunma mekanizmalarını harekete geçirmeden söyleyeyim: Bunu yapmayın. Allah’a sırf bu saçmalıklara taraf olduğunuz için hesap vermek zorunda kalmayın. Malum “Zulme taraf olan yapan gibidir!”

Bizim değer ölçülerimiz “karşı” tarafın argümanlarına cevap vermek üzere işlememelidir. Müslümanların ölçüleri bellidir. “Konjonktür” falan zırvaları “feto” ağzıdır. Aynı delikten tekrar tekrar sokulmak da Müslüman vasfı değildir. Yetimin, fakirin ve dahi bütün bir milletin hakkı, hele hele böyle “kamu hariç” ciddi ekonomik bedeller ödediğimiz zor bir dönemde; dünyada hiç kurulmamış olsa Müslümanları sadece memnun edecek bir besleme kadro için çar-çur ediliyor.

Memnun edilmek istenen kim?

Buradaki kadrodan kastım, sadece “çalgıcılar” değil, bu zırvalar için kime ödeme yapılıyorsa hepsini ve bu şaklabanlıklarla memnun edilmek istenen kesimi kastediyorum.

Biz Camilerimizi kendimiz yaptırıyoruz. Bu müziği dinlemek isteyenler varsa da, toplasınlar kendi aralarında para; arazilerini de satın aldıkları bir yere yapsınlar. Gerçi bu dinsiz bir devletin bakması gereken açı ama buna bile muhtaç olduğumuzu hissettiren bir olayla karşı karşıyayız. Yoksa şahsi görüşüm; İslâm’ın emir ve yasaklarına her alanda uyulmasıdır tabii ki…

“Diğerleri” Yönetime gelse, camilerin akıbetinin ne olacağını iyi biliyorum bu arada… Lütfen şu siyasi taraf kafasını 5 dakika olsun bir kenara bırakalım. Yanlışa yanlış diyelim. “Ölçülerimiz” yanlışı kimin yaptığına göre değiştiği sürece İslâm ve Müslümanlık slogandan öteye geçmez bizim için… Ve kaybeden İslâm olmaz; biz oluruz.

Hepimiz, gücümüz nispetinde yanlışa “dur” demeye memuruz. Hiç olmazsa “kalben buğzetmek zorundayız”. Bu zorunluluk da îmâni bir sorumluluktur. Aksi manası olarak; yanlışa taraf olmak “imansızlık” işaretidir. Peygamber Efendimiz hâşâ “muhaletefe yarar diye düşünülen durumlarda, yanlıştan yana tavır takının” demiyor herhalde. Kendimize gelelim. Bu aymazlığın bir level sonrası “rüyalar” mevzuları haberiniz olsun!!!

Allah, başımızdakilerin başlarına akıl, kalplerine îman versin. Amin

Fatih SAFİTÜRK-2020

6 Yorumlar

  1. Çok doğru bir konuya, doğru bir şekilde işaret etmişsin. Allah razı olsun. Rabbim biz Müslümanlara da bu şuuru nasip etsin. Amin.

  2. Allah razı olsun.

  3. Amin Allah razı olsun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!