Yalvararak ve sızlayarak dua etmek ibâdetlerin cümlesindendir. Peygamberimiz buyurur ki: “Dua, ibâdetin özüdür.” Bunu şunun için buyurmuştur: İbâdetten maksat kulluktur. Kulluk da, kulun kendi acizlik ve zayıflığını, Allah’ın azametini düşünmekle olur. Duada bunların ikisi de vardır. Dua ne kadar tazarruya yakın ise o kadar evla olur. Öyle ise duada sekiz edebe riayet edilmelidir.
- Kıymetli vakitlerde dua etmeye çalışmalıdır. Arefe günü, Ramazan ayı, cuma günü, seher vakti ve gece yarısı gibi.
- Kıymetli halleri gözetmelidir. Muharipler saf bağlayıp savaştıkları, yağmur yağdığı, farz namazların kılınacağı haller gibi. Zirâ hadiste gelmiştir ki: “Bu hallerde rahmet kapıları açık olur.” Ve yine ezan ve kamet arasında; oruçlu olup iftar açarken ve kalbinde incelik hissettiği hallerde. Zirâ kalpte hissedilen incelik, rahmet kapısının açık olduğuna delildir.
- Dua ederken iki elini açmalı ve dua sonunda yüzüne sürmelidir. Zirâ hadiste gelmiştir ki: “Allah, kaldırılan eli boş çevirmekten kerimdir.”(Ebu Davud-Neseî) Peygamberimiz buyurur ki: “Dua eden üç şeyden boş kalmaz; ya günahı af olur, ya o anda ona birşey (hayır) verilir ya da gelecekte ona bir şey verilir.“
- Duada tereddüt etmemelidir. Belki yapılan duanın muhakkak kabul olunacağı kanaatinde olmalıdır. Zira Peygamberimiz buyurur ki: “Yaptığınız duanın mutlaka kabul olacağına inanın.” (Müslim-Buharî)
- Duayı sızlayarak tazarru ve kalp huzuru ile yapmalıdır. Zirâ hadiste gelmiştir ki: “Gafil kalbin duası asla dinlenmez.”
- Duada ısrar edip tekrar tekrar etmelidir. Devam etmeli, terk etmemeli ve “ne kadar dua ettim, kabul olmadı” dememelidir. Zirâ duanın kabul zamanını ve hayırlısını Allah bilir. Duası kabul olunca, bu duayı okumalıdır: “İyi niyetlerimi tamamlayan Allah’a hamdolsun.” kabul geç olursa, “Her hal-ü kârda Allah’a hamdolsun.” demelidir.
- Önce tesbih edip ve sonra da salâvât getirmelidir. Peygamber Efendimiz duadan önce bu duayı okurdu: “Sübhane Rabbiye aliyyil alâl-vehhâb.” (Ahmed, Hâkim). Peygamberimiz buyurur ki: “Dua etmek isteyen, önce bana salâvât getirsin. Zirâ bu takdirde, salâvât sayesinde duası muhakkak kabul olur. Allah duanın bir miktarını kabul edip diğerini reddetmekten kerimdir.”(Hâkim)
- Tevbe edip her türlü zulümden zimmetini kurtarmalıdır ve kalbini tamamen Allah’a bağlamalıdır. Zirâ reddolunan duaların çoğu kalplerin gafletinden ve günahların zulmetindendir.