Gösteriliyor 38

Kader Risalesi/Hâtime

Eski Said’in serkeş, müftehir, mağrur, ucüblü, riyakâr nefsini susturan, teslime mecbur eden Beş Fıkradır. BİRİNCİ FIKRA: Madem eşya var ve san’atlıdır. Elbette bir ustaları var. Yirmi İkinci Sözde gayet kat’î ispat edildiği gibi, eğer herşey birinin olmazsa, o vakit herbir şey bütün eşya kadar müşkül ve ağır olur. Eğer herşey birinin olsa, o zaman bütün eşya bir şey kadar âsân ve kolay olur. Madem zemin ve âsumânı birisi yapmış, yaratmış. Elbette, o pek hikmetli ve çok san’atkâr Zât, zemin ve âsumânın meyveleri ve …

Medreselerin İşgali:

1918-1922 tarihleri arasında görev yapmış Dâr-ül Hikmet-il İslâmiye heyetinin kararlarından “Medreselerin İşgali” bölümü: Bir kaç seneden beri gerek Dersaadette, gerek taşralarda cami, mescid ve medrese ve mektebler gibi vakıf müesseselerinin bir kısmı askerin ve bir kısmı muhacirlerin işgali ile tahrîb ve bir kısmı da bazı bahanelerle şer’î bir izin olmadan yıktırıldığı ve diğer bir takım …

Sadaka Vermenin Fazileti

Peygamber Efendimiz buyurur ki: “Bir hurma da olsa, sadaka vermekten geri kalmayın. Zirâ sadaka fakiri ihyâ eder ve su ateşi yok ettiği gibi, sadaka da günahı yok eder.” Yine buyurdu ki: “Yarım hurma ile de olsa, cehennem ateşinden sakınınız. Eğer sadaka veremezseniz, bari tatlı ve güzel sözler söyleyin.” Yine buyurur: “Helâl maldan sadaka veren bir …

CSO…

Aslında niyetim “Temel Dini Bilgiler” kategorisinde bir yazı eklemekti ama gördüğüm bir haber üzerine bunun da temel dini bir konu olduğunu düşündüm ve kategori “gündem” oldu: CSO… Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası… Haberin linki: https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/csonun-yeni-binasinin-acilisina-sayili-gunler-kaldi/2059455 Konunun özeti şu: Devletimiz bizim 83MİLYON AVRO ‘muzu, zaten anlamsız bir şekilde beslediğimiz orkestraları için bina yapmaya harcamış. Şimdi partizan kardeşlerimiz “sadece …

Bir İnsanoğlu Hasbihali

En eski düşmanlık Şeytanın Âdeme olan düşmanlığı ve dolayısıyla tüm âdemoğullarına olan düşmanlığın başladığı noktadır. Bu düşmanlığın çarpan etkisinde şöyle bir sonuç ortaya çıkmıştır. Şeytan, Âdemoğluna düşmandır. Âdemoğlu da Allah’a düşmanlık yapmaktadır. Konunun düşmanlık tarafını ele aldığımızdan…bu düşmanlığa düşmanlık edip şeytanı düşman olarak ilan edip her desisesi ve fitnesiyle uğraşıp şeytanın mağlup edemediği kısım bu …

İkindi Serinliği…

En güzel sabahların uykularını, en dönülmez akşamların ufuklarını, bugünlerden ekilen amellerin yarınlarını ve daha nicesini verdiğimiz dünyadan; bir ikindi serinliği almak mümkün olmuyor çoğu zaman… Şöyle kütüphanenin yanındaki pencerenin tülünün hafif hafif sallandığı, güneşin eğik ışıklarının ağaç yaprakları arasından odada dalgalandığı, siyah beyaz bir fotoğrafın duvardan el salladığı… Yarınının sabahına kölelik planlanmamış, alarmı otomatik kurulmamış, …

Yirmi Altıncı Sözden/ Dördüncü Fıkra:

Hakikat ilmini, hakikî hikmeti istersen, Cenab-ı Hakkın marifetini kazan. Çünkü, bütün hakaik-ı mevcudat, ism-i Hakkın şuaatı ve esmasının tezahüratı ve sıfâtının tecelliyatıdırlar. Maddî ve manevî, cevherî, arazî her bir şeyin, her bir insanın hakikati, birer ismin nuruna dayanır ve hakikatine istinad eder. Yoksa, hakikatsiz, ehemmiyetsiz, bir surettir. Yirminci sözün ahirinde, şu sırra dair bir nebze …

Bedr Gazası Sonrası…

Esirlerin arasında Peygamber Efendimiz’in (a.s.m) amcası Abbas (r.a.)… Devamını Mustafa Necati Bursalı‘nın “En Büyük Sıddîkiyet ve Teslimiyet Örneği HAZRETİ EBUBEKİR” kitabından okuyalım: Allah’ın Sevgilisi, amcası Abbas’ı fidye vermeye davet etti. Abbas şöyle dedi: – Ben Müslümandım. İçimden kararımı vermiştim. Amma Kureyi müşrikleri beni zorla getirdi. Âlemin rahmeti buyurdular: – Sözünün gerçek olup olmadığını ancak Allah …

BİR DEĞİŞİM HASBİHALİ

Alışıla gelmiş bir düzen hüküm sürdüğünde, monotonluk, tek düzelik, yeknesaklık insanı istila eder. Bu kuşatılış bir piton sessizliğinde ve her nefes verişte biraz daha daralan bir sıkılmayı netice verecektir. İnsanın manevi ölümü böyle gerçekleşse gerek. Standart şeyler yapıyoruz, her günümüz ikiz kardeş ise bu kaçınılmaz son er veya geç başımıza gelecektir. İnsanın bedeni yaşayışı kendisini …

Batılı Gözüyle Türkler…

1660 – 1667 İstanbul İngiltere elçiliğinde, 1667 – 1679 İzmir konsolosluğunda görev yapmış olan RYCAUT: Evin kapıları her gelene her zaman açık duruyordu. Allah’ın misafirleri, onun abdest leğeninde ellerini yıkadıktan sonra nereden gelip nereye gittiklerini söylemek mecburiyetinden bile vâreste tutuluyorlardı. Etrafında hürmetle duran uşakları sanki hademesi değil de, oğulları gibiydi. Bu bey, bütün vâridatını yorgun …

error: Content is protected !!