Fuhşun artması, münakehatın(nikahlanma) eksilmesi, sarî hastalıkların müstevli bir seyir alması, muharebelerin birbirini takip etmesi gibi bir çok âmillerin tesiri ile İslâm nüfusu müthiş bir surette azalıyor.
Hayat mücadelesine atılan milletler için tabii görülecek bir hal varsa o da, mevcut nüfusların mütemadiyen artmasıdır. Medenî cemiyetlerden hangisinde olursa olsun bu artışın günün birinde durması hadisesi bile içtimaî bir maraz telakki edilerek esbabı tetkik olunur, tedavisine çalışılır. Maalesef bizim mütefekkirlerimiz bu felaketin önüne geçmek için ciddî çalışmalarda bulunmuyorlar.
Son zamanlarda bir çok taraflardan aldığımız mektuplar, çocuk düşürme kötü âdetinin, aileler arasında çoğaldığını ve bu yüzden bir çok validelerin sıhhati, bir çok masumların hayatı heder olduğu bildiriliyor.
Çocuk düşürmek şeriat nazarında cinayettir. Bu cinayeti istihfaf etmek, hiç günahı olmayan bir masumu kendi eli ile boğmak, şefkatli bir valideye asla yakışmaz. Allah’tan korkan bir aile reisi için de hayat arkadaşının böyle bir hareketine rıza göstermek kabil-i afv olamaz.
…
Ceride-i İlmiye, Sayı: 50, sh:1596-1597