Ayın kıymetli günleri, Eyyam-ı bıyd, yani arabî ayların onüçüncü, ondördüncü ve onbeşinci günleridir. Hafta içindeki kıymetli günler ise, pazartesi, perşembe ve Cuma günleridir.
Fakat beş gün oruç tutmaması gerekir: İki bayram günleri ve üç teşrik günleri. Teşrik günleri Kurban Bayramından sonra gelen üç gündür. Oruç tutanın iftar kapısını kapamaması gerekir ki, u mekruhtur. Bütün sene oruç tutmasın; bir gün tutup, bir gün tutmasın. Buna, Davud (a.s.) âdeti olduğu için Davud orucu denir. Bunun fazileti büyüktür.
Abdullah bin Amr bin Âs, Peygamberimize: “Oruçta efdal olan yol nedir?” diye sordu. Peygamberimiz, Davud orucunu işaret etti….
Orucun hakikatinden maksat, şehvetleri kırmak ve kalbi temizlemek olduğunu bilen kimsenin, kalbinin hâllerini kontrol etmesi gerekir. Orucun hakikatinde kalp gözetildiğine göre, bazen oruç tutmak ve bazen tutmamak şehvetleri kırmak için daha uygundur.
Bunun içindir ki, Peygamberimiz bazen o kadar oruç tutardı ki, artık bir daha oruçsuz kalmayacağı sanılırdı ve bazen de o kadar oruca ara verirdi ki bir daha oruç tutmayacağı sanılırdı. Böylece kararlaştırılmış bir tertibi yoktu.
Eski âlimler, dört gün arka arkaya oruçsuz geçirmeyi sevmezlerdi. Bunu da bayram ve teşrik günlerinden çıkarıyorlardı. Zira bayram günü ile teşrik günleri dört gün eder. Bunun için devamlı oruçsuz kalmak kalbe gaflet getirir, uyanıklığı zayıflatır.
İmam Gazali / Kimyâ-yı Saâdet – 1nci Cilt/İkinci Rükün/Altıncı Asıl