Gösteriliyor 64

ORUÇ – AY İÇİNDEKİ KIYMETLİ GÜNLER

Ayın kıymetli günleri, Eyyam-ı bıyd, yani arabî ayların onüçüncü, ondördüncü ve onbeşinci günleridir. Hafta içindeki kıymetli günler ise, pazartesi, perşembe ve Cuma günleridir. Fakat beş gün oruç tutmaması gerekir: İki bayram günleri ve üç teşrik günleri. Teşrik günleri Kurban Bayramından sonra gelen üç gündür. Oruç tutanın iftar kapısını kapamaması gerekir ki, u mekruhtur. Bütün sene …

Orucun Sünnetleri

Sahuru geciktirmek, iftarı acele etmek ve su ile yahut hurma ile iftar açmak, öğleden sonra misvak kullanmamak (Hanefî’ye göre öğleden sonra misvak kullanmak mekruh değildir.) Fakirlere sadaka vermek, yemek yedirmek ve Kur’an okumak, bilhassa Kadir Gecesinin bulunduğu son on günde itikâfa girmektir. Peygamber Efendimiz, Ramazanın son on günü gelince, geceleri yatağını dürerdi, bir izâr bağlayıp …

ORUÇ

Bil ki, Oruç İslâm’ın şartlarından biridir. Peygamber Efendimiz buyurmuştur: “Allah buyurur ki, her iyiliğe on mislinden yedi yüz misline kadar mükâfat verilir. Fakat oruç bana mahsustur, onun mükâfatını ben vereceğim.” Allah buyurur: “Kendi arzularına sabredenlerin mükâfatı hesapsız verilir.” (Zümer/10) Peygamberimiz buyurdu ki: “Sabır îmanın yarısıdır. Oruç da sabrın yarısıdır.” Yine buyurdu ki: “Oruçluların ağızlarının kokusu …

Batılı Gözüyle Türkler- 13

İstanbul Beyoğlu doğumlu ve 1763’te İstanbul’daki İsveç Elçiliği’nde tercümanlık hizmetine girerek 1768’de burada baştercüman olan D’OHSSON, Ignatius Mouradgea (31 Temmuz 1740 – 27 Ağustos 1807): Şimdi Müslüman Türklerin sıhhi tedbirlerinden hâsıl olan huzur ve rahat üstünlüğünü firenklerle mukayese ederek anlamak için her iki tarafın halk kütlelerini gözlerimizin önüne getirelim: Bir tarafta sünnet olmak ve vücuttaki …

Dünyayı Kalben Terketmek

İ’lem eyyühe’l-aziz! Dört şey için dünyayı kesben değil, kalben terketmek lâzımdır: 1. Dünyanın ömrü kısa olup, sür’atle zeval ve guruba gider. Zevalin elemiyle, visalin lezzeti zeval buluyor. 2. Dünyanın lezâizi zehirli bala benzer. Lezzeti nisbetinde elemi de vardır. 3. Seni intizar etmekte ve senin de sür’atle ona doğru gitmekte olduğun kabir, dünyanın ziynetli, lezzetli şeylerini hediye olarak kabul etmez. Çünkü dünya ehlince güzel addedilen şey, orada çirkindir. 4. Düşmanlar ve haşerat-ı muzırra arasında bir saat durmakla dost ve büyükler meclisinde …

Miraç Kandilimiz Mübarek Olsun

“Feyiz ve bereketin coştuğu mübarek gecelerimizden biri de Miraç Gecesidir. Miraç bir yükseliştir, bütün süfli duygulardan, beşeri hislerden ter temiz bir kulluğa, en yüce mertebeye terakki ediştir. Resulullahın (a.s.m.) şahsında insanlığın önüne açılmış sınırsız bir terakki ufkudur. Bu ulvi seyahat, mucizelerin en büyüğüdür. Miraç mucizesi Kur’ân-ı Kerimde âyetlerle anlatılmış ve varlığı inkâr edilemeyecek bir şekilde …

Dâr-ül-Hikmet-il-İslâmiye’nin (1918-1922) Çocuk Düşürme Hakkında Beyannamesi:

Fuhşun artması, münakehatın(nikahlanma) eksilmesi, sarî hastalıkların müstevli bir seyir alması, muharebelerin birbirini takip etmesi gibi bir çok âmillerin tesiri ile İslâm nüfusu müthiş bir surette azalıyor. Hayat mücadelesine atılan milletler için tabii görülecek bir hal varsa o da, mevcut nüfusların mütemadiyen artmasıdır. Medenî cemiyetlerden hangisinde olursa olsun bu artışın günün birinde durması hadisesi bile içtimaî …

Batılı Gözüyle Türkler- 12

Yazar, bilim adamı, gezgin, haritacı, oryantalist, mucit, diplomat ve su terazisinin mucidi; İngilizce , Yunanca , Latince , İbranice ve Arapça ve Türkçe olmak üzere doğu dillerine hakim olan Fransız Melchisédech Thévenot (1620-1692): Türkler çok yaşarlar ve az hasta olurlar. Bizim memleketlerdeki böbrek hastalıkları ve daha bir sürü tehlikeli hastalıkların hiçbirini bilmezler. Öyle zannediyorum ki, Türklerin bu mükemmel sıhhatlerinin başlıca sebeplerinin biri de sık sık hamama gitmeleri …

Davetin Edebleri ve İcabetin Sünnet Oluşu

Davet eden kimsenin salih insanları çağırması sünnettir. Zira bir kimseye yemek vermek, ona kuvvet vermek ve yardım etmektir. O halde fâsıka kuvvet vermek fıska (günaha) yardım etmek olur. Yemeğe zenginleri değil, fakirleri çağırmalıdır. Peygamberimiz buyurur ki: “Ziyafetlerin en fenası, zenginlerin çağırıldığı, fakirlerin mahrum bırakıldığı ziyafettir.“ Ziyafette, dost ve akrabalarını unutmamalıdır ki, aralarına soğukluk girmesin. Daveti, …

Hayaller ve Hedefler

İnsanların çoğu hedef belirleme düşüncesini, bir başlangıç yapamamaktan sonra aktif kullanır. Yani durağan durumun bir baskısı söz konusudur. Bu baskıyı  ötelemek için hayal duygusuna kaçılır. Hayal ise elinde olan malzemeye göre yola çıkar. Düşünsel dengenin gelişmediği bir yapı varsa, kurgu kendini ileri savunma ile plansız şekilde öne atar. Farazi bir hedefle ânı absorbe eder. Daha özel bir …

error: Content is protected !!