Gösteriliyor 64

Dost ve Âhiret Kardeşleriyle Yemek Yemenin Üstünlüğü

Bil ki, âhiret dostlarına ziyafet çekmek birçok sadakadan daha faziletlidir. Zirâ hadiste: “Kıyâmet günü üç şeyden hesap yoktur: Biri, sahurda yenen yemekten, ikincisi iftarda yenen yemekten, üçüncüsü dostlarla yenen yemekten.” (El-Ezdî, Zuafa’da) buyurulmaktadır. Hasan-ı Basrî der ki: “Kıyâmet günü anaya babaya verilen şeylerin hesabı vardır, ama âhiret dostlarına verilen yemeğin hesabı yoktur.” Hz. Ali (r.a.) …

Yemek Esnasında Olan Edebler

Başta “Bismillah”, sonunda “Elhamdülillah” demelidir. En güzeli birinci lokmada “Bismillah”, ikinci lokmada “Bismillahirrahmanirrahim”. Başkasına hatırlatmak için Besmele’yi yüksek sesle okumalıdır. Yemeğe tuzla başlayıp tuzla son vermelidir. Hadiste gelmiştir. Zirâ böyle yapmakla başlangıçta yemek hırsını defedip, arzusuna aykırı bir lokma almış olur. Yemek yerken lokmayı iyi çiğnemeden yutmamalıdır. Bir lokmayı yutmadan diğerini almamalıdır. Hiçbir yemeğe kusur …

Mâlik-i Hakikîden gaflet

… Arkadaş! Mâlik-i Hakikîden gaflet, nefsin Firavunluğuna sebep olur. Evet, taht-ı tasarrufunda bulunan bütün eşyanın Mâlik-i Hakikîsini unutan, kendisini kendisine mâlik zannederek hâkimiyet tevehhümünde bulunur. Ve başkaları da, bilhassa esbabı, kendisine kıyas ile hâkim ve mâlik defterine kaydeder. Ve bu vesileyle, Allah’ın mülkünü, malını kendilerine taksim ederek ahkâm-ı İlâhiyeye karşı muaraza ve mübarezeye başlar. Halbuki, Cenâb-ı Hak tarafından insanlara verilen benlik ve hürriyet, ulûhiyet sıfatlarını fehmetmek üzere bir vahid-i kıyasî vazifesini görüyor. Maalesef, sû-i ihtiyar ile hâkimiyet ve istiklâliyete âlet ederek tam bir Firavun olur. Arkadaş! Bu ince hakikat, tam vuzuh ve zuhuruyla şöyle bana göründü ki: Gaflet suyu ile tenebbüt eden benlik, Hâlıkın …

Yemekten Önceki Edebler

Elini ve ağzını yıkamaktır. Zirâ âhiret azığı olan ibâdet için yemek yemekten önce el ve ağzını yıkamak; ibâdetten önce abdest almak gibi olur. Aynı zamanda elin ve ağzın temizliğine sebep olur. Hadiste gelmiştir ki: “Yemekten önce elini ve ağzını yıkayan kimse fakirlikten emin olur.” Yemeği sofra (yemek örtüsü) üzerine koymak, masa ve yemek tahtası üzerine …

Batılı Gözüyle Türkler- 11

1800’lerin ilk çeğreğinde İstanbul’a gelen ve yaklaşık 10 gibi bir süre kalan Fransız yazar ve gezgin Dr. A. Brayer: Müslüman Türkler arasında kibir ve gurur adeta meçhuldür. Kur’ânın en şiddetle men ettiği temâyüllerden biri de budur… İşte bundan dolayı Müslüman Türk’ün yürüyüşünde vakar ve ihtişam olmakla beraber kat’iyen kibir ve azamet yoktur… Yalnız bir şeyle, …

Bir Ümit ve Onarım Hasbihali

Yaşanılan hayatın birikimleri.. Yükleri.. Geliş gidişler.. Tutunan ve dökülenler.. Alınan çentikler, derin izler ve çizgiler .. Çeşitli ruh halleri.. Deneyimler…….vs… Görünen yönüyle ömrün büyük kısmının geçmesi ve yaşanılanların oluşturduğu kalın ciltli kitabın ileri alem kütüphanesinden emanet yerini alması gerçeğinin iz düşümü ile ortaya çıkan endişeler. Olgunluğun ağır çekişleri.. İç hesaplaşmanın köşe başı kalbi etkinlikleri.. Acabalar, …

Toplumlara “Helvadan Put” Yaptırma Tarifi:

Toplumlar farklı dönemlerde farklı farklı putlar edindiler. Peki ama neden ve nasıl? En kısa yoldan özetlemeye çalışırsam: Toplumları oluşturan “havas” (zenginler, yöneticiler, üst tabakalarda bulunan seçkinler ve ileri kademelerde bulunan kimseler) ve “avam” (halk tabakası, sıradan insanlar) tabakaları arasındaki zorunlu ilişkiden diyebilirim. Yani genelde havas, baskıcı, kibirli ve zorbalık meyilli olduğundan putları veya putlaşmayı tercih …

Batılı Gözüyle Türkler-10

Fransa’da doğmuş, İngiltere’de eğitim aldıktan sonra Avrupa ve yakın doğuyu gezmiş, Osmanlı İmparatorluğu’nda da uzun süre bulunmuş olan yazar Aubry de La Motraye(1674-1743), seyahatnamesinden: Osmanlı Türk’leri, diğer faziletleri kadar, namuskârlık, dürüstlük ve doğruluk gibi Kur’ân’ın en kuvvetli ahkâmına dayanan meziyetleri itibariyle şâyân-ı takdirdirler. İçtimâî nizamın Osmanlılar arasında kurmuş olduğu münasebetlerin hepsine temiz yüreklilikle hüsnüniyetin hakim …

Toplum ve Fert Arasındaki “Hak” İlişkisi

Toplum, malumunuz olduğu üzere fertlerden oluşur. Ancak “toplum” dendiğinde; bütün fertlerin bütün özelliklerini yansıtan homojen bir yapı anlaşılmamalıdır. Bunun yerine fertlerin muhtelif gruplaşmaları ve tercih birlikleriyle, gruplar halinde birlikte oluşturdukları yapı, “toplum” u daha iyi yansıtır diyebiliriz. Anayasal anlamda da bu grupların en üstünde “devlet” çatısı, fiili olarak bulunur. Devlet, diğer grupları kapsamakla birlikte fert …

Dâr-ül-Hikmet-il-İslâmiye’nin (1918-1922) Hayâ ve Nâmus Hakkında Beyannamesi:

İnsanlığın muhterem tanıdığı fazıl seciyelerden hiçbirini ihmal etmemek, hepsini rasih melekeler haline getirebilmek öyle bir gayedir ki insanlıkta tekamül ancak ona yetişmekle kaimdir. Ahlâkî noksanlıklar saf ve temiz insanlara va’d olunan o gayeden, o nihaî saadetten ebediyyen mahrumiyeti intaç eder. Yalnız ahlak kanununu en ince noktalarına varıncaya kadar mutlak itaat olunanı bilmek insanlar için bir …

error: Content is protected !!