Gösteriliyor 28

Batılı Gözüyle Türkler- 14

MOLTKE, Helmuth von (1800-1891) 26 Ekim 1800’de Parchim’de (Meclenburg-Schwerin) Danimarkalı bir generalin ve Prusyalı bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Askerî eğitimini Danimarka’da aldı ve 1819’da subay olarak mezun oldu. 1822’de Prusya hizmetine girdi. 1835-1839 yılları arasında yüzbaşı rütbesiyle Türkiye’de bulundu ve kendisini ileride de etkileyecek olan gerçek savaşla ilgili ilk ciddi tecrübelerini burada edindi… …

Dindar ile Dinsizin Cemiyetteki Yeri

(Dâr-ül-Hikmet-il-İslâmiye (1918-1922) Âzasından SEYİT NESÎB’in makalesinden) Bir dinsizin imanın hassalarından olan, insanî faziletlerden yardım bekleme hakkı yoktur. Ve bir dinsiz nazarında mürüvvet, şefkat, insaf gibi kelimelerin hiçbir manası yoktur. Binaenaleyh insanî faziletler mutlaka din fikrinin mahsulüdür. Dinsizden fazilet değil rezalet doğar. Dinsizin nazarında ancak hissiz, lâkayd, insafsız, merhametsiz bir tabiat ve bir takım kanunlar vardır. …

Dâr-ül-Hikmet-il-İslâmiye’nin (1918-1922) Memleket Gençliği Hakkında Beyannamesi:

Dîn-i Mübîn-i Muhammedî fıtrî bir dindir. Salim bir fıtrata sahib olan şuur sahibi bir fert, bu hakikati inkâr edemez. İnkâr edecek olursa ya fikrinde selamet yoktur, ya görüşünde isabet. İslâmî meziyetleri araştıran bir akl-ı selim sahibi yoktur ki, İslâm’ın lüzumlu güzellikleri toplayan yüce bir din olduğunu teslim etmesin. İslâm demek insanlık nurunun neşredilmiş tahlili demektir. …

Evrim Teorisi Hakkında Rapor Özeti

(Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Raporunun özetini ihtiva eden Milli Eğitim Basımevi tarafından 1985 yılında basılan nüshadan çok uzun olmaması için kısım kısım paylaşıyoruz. Hemen her paragrafa ilişkin kaynak da veriliyor orjinal nüsha da bu kaynakları da es geçiyorum. Merak edenler iletişimden talepte bulunurlarsa kaynakları da detaylı paylaşabiliriz.) Darwinizm veya geniş manasıyla evrim teorisine …

“Afgan Fâciası” Kitabından…

1978 Basım Veysel Akpınar imzalı “Afgan Faciası” kitapçığından günümüze de bakan benzerlikleri değerlendirmek ve ders çıkarmak dileğiyle: … Yıkmada İttifak Yönetim aksaktı. Bunu Davut Han (Davut Han, 1973 yılında Kral Zahir Şah’a karşı ihtilalle yönetimi ele geçirmişti.) gibi herkes biliyordu. Rüşvet almış yürümüştü. Devlet dairelerinden iş çıkarmak mümkün olmuyordu. Bir yandan açılıp saçılma kozmopolitlere yetmiyor, …

Batılı Gözüyle Türkler- 13

İstanbul Beyoğlu doğumlu ve 1763’te İstanbul’daki İsveç Elçiliği’nde tercümanlık hizmetine girerek 1768’de burada baştercüman olan D’OHSSON, Ignatius Mouradgea (31 Temmuz 1740 – 27 Ağustos 1807): Şimdi Müslüman Türklerin sıhhi tedbirlerinden hâsıl olan huzur ve rahat üstünlüğünü firenklerle mukayese ederek anlamak için her iki tarafın halk kütlelerini gözlerimizin önüne getirelim: Bir tarafta sünnet olmak ve vücuttaki …

Dâr-ül-Hikmet-il-İslâmiye’nin (1918-1922) Çocuk Düşürme Hakkında Beyannamesi:

Fuhşun artması, münakehatın(nikahlanma) eksilmesi, sarî hastalıkların müstevli bir seyir alması, muharebelerin birbirini takip etmesi gibi bir çok âmillerin tesiri ile İslâm nüfusu müthiş bir surette azalıyor. Hayat mücadelesine atılan milletler için tabii görülecek bir hal varsa o da, mevcut nüfusların mütemadiyen artmasıdır. Medenî cemiyetlerden hangisinde olursa olsun bu artışın günün birinde durması hadisesi bile içtimaî …

Batılı Gözüyle Türkler- 12

Yazar, bilim adamı, gezgin, haritacı, oryantalist, mucit, diplomat ve su terazisinin mucidi; İngilizce , Yunanca , Latince , İbranice ve Arapça ve Türkçe olmak üzere doğu dillerine hakim olan Fransız Melchisédech Thévenot (1620-1692): Türkler çok yaşarlar ve az hasta olurlar. Bizim memleketlerdeki böbrek hastalıkları ve daha bir sürü tehlikeli hastalıkların hiçbirini bilmezler. Öyle zannediyorum ki, Türklerin bu mükemmel sıhhatlerinin başlıca sebeplerinin biri de sık sık hamama gitmeleri …

Batılı Gözüyle Türkler- 11

1800’lerin ilk çeğreğinde İstanbul’a gelen ve yaklaşık 10 gibi bir süre kalan Fransız yazar ve gezgin Dr. A. Brayer: Müslüman Türkler arasında kibir ve gurur adeta meçhuldür. Kur’ânın en şiddetle men ettiği temâyüllerden biri de budur… İşte bundan dolayı Müslüman Türk’ün yürüyüşünde vakar ve ihtişam olmakla beraber kat’iyen kibir ve azamet yoktur… Yalnız bir şeyle, …

Toplumlara “Helvadan Put” Yaptırma Tarifi:

Toplumlar farklı dönemlerde farklı farklı putlar edindiler. Peki ama neden ve nasıl? En kısa yoldan özetlemeye çalışırsam: Toplumları oluşturan “havas” (zenginler, yöneticiler, üst tabakalarda bulunan seçkinler ve ileri kademelerde bulunan kimseler) ve “avam” (halk tabakası, sıradan insanlar) tabakaları arasındaki zorunlu ilişkiden diyebilirim. Yani genelde havas, baskıcı, kibirli ve zorbalık meyilli olduğundan putları veya putlaşmayı tercih …

error: Content is protected !!