Gösteriliyor 2

Dâr-ül-Hikmet-il-İslâmiye’nin (1918-1922) Hayâ ve Nâmus Hakkında Beyannamesi:

İnsanlığın muhterem tanıdığı fazıl seciyelerden hiçbirini ihmal etmemek, hepsini rasih melekeler haline getirebilmek öyle bir gayedir ki insanlıkta tekamül ancak ona yetişmekle kaimdir. Ahlâkî noksanlıklar saf ve temiz insanlara va’d olunan o gayeden, o nihaî saadetten ebediyyen mahrumiyeti intaç eder. Yalnız ahlak kanununu en ince noktalarına varıncaya kadar mutlak itaat olunanı bilmek insanlar için bir …

Eskiden… Çıkmazdı sokak…

Çıkmazdı sokak, çıkan yanı da bakkaldı… musluklu varilden gaz satardı… koşardık biz, yorulmazdık, gün biterdi. Hep aynıydı ikilem; su ve terdi… meyveli ağaçların altında oynanırdı top; düşenler helaldi…İhtiyarların bisikletlerinin sele arkalarında büyük demir halkalar olurdu. Ağır ağır gidilirken onlardan tutulurdu. Yeni hiç bir şey görmezdik sanki; ya her şey eskiydi ya da biz her şeyden yeni… …

error: Content is protected !!